ŞİRKETLERİN ÇEVRECİ BİR YAKLAŞIM BENİMSEMESİ DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN ÖNEM TAŞIYOR. ODAĞINA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ALAN ŞİRKETLER DOĞA İLE UYUM İÇERİSİNDE BİR GELECEK YARATMAYI HEDEFLİYOR. İŞTE KARŞINIZDA DAHA TEMİZ BİR GELECEK İÇİN ÇALIŞAN DOĞA DOSTU ŞİRKETLER…
İklim değişikliği, enerji kıtlığı ve doğal kaynakların bilinçsiz tüketimi, gezegenimizin limitlerini her geçen gün zorluyor. Yaşanabilir bir gelecek için doğal kaynakları verimli kullanmak gerekiyor. Şirketlere de bu noktada önemli görevler düşüyor. Günümüzde artık şirketlerin sadece çevreyi sevmesi yetmiyor. Yeşü şirket olmak için adım atmaları gerekiyor. Çevreci ve sürdürülebilir uygulamalar giderek şirketlerin ana faaliyetlerinden olmaya başladı. Şirketler artık bir yandan üretirken bir yandan da doğayı korumayı hedefliyor ve özellikle daha az enerji harcayan, geri dönüştürülebilir ürünleri üretime sokuyor. Önceliğini çevreci uygulamalara veren şirketler rekabette de bir adım öne geçiyor. Çünkü tüketiciler artık çok daha bilinçli ve çevreye daha duyarlı. Özellikle doğa dostu markaları tercih ediyorlar. Bu nedenle müşteri kaybetmek istemeyen şirketlerin kendilerini doğa dostu stratejilere adapte etmesi gerekiyor. Pek çok kurum yeşil şirket statüsüne yükselmek için çalışmalarını sürdürüyor. Çevreci örgüt Greenpeacee göre, teknoloji devi Apple çevreye en duyarlı teknoloji şirketlerinden bir tanesi. Apple’ın özellikle yenüenebilir enerji ile çalışan merkezleri örnek gösteriliyor. Apple’ın ardından Google ve Facebook geliyor. Aynı zamanda, en çevreci mesaj laşma uygulaması iMessage, en çevreci video platformu YouTube, en çevreci müzik uygulaması iTunes, en çevreci blog: Blogger. com olarak nitelendiriliyor. Peki doğa dostu kimliğiyle öne çıkan diğer şirketler hangileri?
TOYOTA TÜM ATIKLARI YÜZDE 100 GERİ DÖNÜŞTÜRÜYOR
En yeşil şirketler listesinin en üst sıralarında yer alan Toyota, çevreyi öncelikli yönetim modeli olarak alıyor. Şirket sürdürülebilir ulaşım yaklaşımı çerçevesinde enerji kaynaklarını verimli kullanmayı ve karbondioksit şahmım en aza indirmeyi amaçlıyor. Doğa ile uyum
içerisinde bir gelecek yaratma hedefi doğrultusunda çevreye ve yaşadığımız ekosisteme daha az zarar vermek adına, fabrikalarından kaynaklanan tüm atıkların yüzde 100 geri dönüştürülmesini sağlayan Toyotanm hiçbir atığı toprağa gömülmüyor, enerji veya ikincil hammadde elde etmek üzere geri kazanılıyor. Toyota daha güvenli ve daha çevreci araçlar geliştirmek ve üretmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Bir yandan yakıt kullanımında tasarruflu motor ve diğer motor teknolojileri üzerine çalışmalar yürütülürken, diğer yandan trafik kazalarının önüne geçmeyi hedefleyen yeni güvenlik sistemleri geliştirme yönünde önemli projeler ve çalışmalar gerçekleştiriyor. Enerjinin tasarruflu kullanılması bakımından, petrol, dizel ve hibrit motorların yakıt verimliliğinin iyileştirilmesi, yakıt türünün çeşitlendirilmesi anlamında alternatif yakıtlar geliştirilmesi ve çevre dostu teknolojilerle donatılmış araçların yaygınlaştırılması faaliyetleri ile Toyota çevrenin korunmasına katkıda bulunuyor.
MITSUBISHI ELECTRIC KARBON EMİSYONUNU YÜZDE 35 AZALTTI
Üretimden geri dönüşüme kadar ürün döngüsünün her aşamasında çevreci olan teknolojik ürünleriyle dikkat çeken Mitsubishi Electric, 100’üncü yıldönümü olan 2021 yılma kadar ürün kullanımı ve üretimden kaynaklanan karbondioksit salimim yüzde 30 azaltmayı hedefliyor. Bu noktada markanın 2017 Çevre Raporu, hedeflere ulaşmak konusunda önemli adımlar atıldığını ortaya koyuyor. Toplam yıllık sera gazı emisyonlarının 1,34 müyon tona düşürüldüğünün açıklandığı rapora göre, karbon gazı emisyonları yüzde 35 düzeyinde azaltılırken, toplam su tüketiminde 40 bin m3 tasarruf edüdi. Karbon gazı harici emisyonlar 260 bin tona indirilirken, enerjiden kaynaklanan karbon gazı ise 23 bin ton
XEROX
Sürdürülebilir iş süreçleri ve enerji kullanımına yönelik Xerox’un 2020 yılı hedeflerinin çoğuna 2017 yılı itibarı ile ulaşıldı. Xerox 2017 yılında enerji tüketimini yüzde 12, emisyon oranlarını yüzde 20 oranında düşürdü. Dünya genelinde 2 bin 500 STK’ya destekte bulundu, 10 bin Xerox çalışanı 900 sivil toplum projesinde gönüllü çalıştı. 2012 yılı temel alındığında Xerox, enerji tüketimini yüzde 20, karbon gazı emisyon oranını yüzde 28 azalttı. Bu da yaklaşık 92 bin metrik ton karbondioksit salım miktarına denk geliyor. Ayrıca S&P İklim Açıklaması Liderlik Endeksinde 100 üzerinden 99 puan almayı başaran Xerox, yüzde 94 olan geri dönüşüm oranıyla “En Yeşil Şirketler” listesine girmeyi de başardı.
Tüketici elektroniğinde önemli bir pazar payına sahip olan Lenovo çevreci uygulamalarıyla öne çıkan teknoloji firmaları arasında yer alıyor. Ürettiği birçok üründe geri dönüştürülebilir malzemelerden yararlanan Lenovo, ürünlerinde yeni geliştirdiği “Düşük Isılı Lehim” tekniğini kullanmaya başladı. Lenovo bu teknoloji ile karbon salimim yüzde 35 azaltacak. Lenovo, 2018 yılında bu yeni prosedürü ücretsiz olarak tüm endüstrinin kullanımına sunmayı planlıyor. Yeni sistem, sadece Lenovo ürünleri için değil, bütün elektronik üretim süreçlerinde evrensel olarak kullanılabilecek ve tüketicilere hiçbir ekstra maliyet veya olumsuz etki yaratmayacak.
HP, YEŞİL FABRİKA SAYISINI İKİ KATINA ÇIKARMAYI HEDEFLİYOR
HP, birinci-seviye üretim tedarikçisi ve ürünlerin nakliyesi ile ilişkili GHG emisyonlarını 2025 yılına kadar 2015 yılına kıyasla yüzde 10 azaltmayı hedeflediğini duyurdu. Ayrıca HP, tedarik zinciri sürdürülebilirlik programlarına katılan fabrika sayısını 2025 yılına kadar iki katma çıkarmayı hedefliyor. Şirket bunun için hem bu programlara katılan tedarikçilerin sayısını hem de katılım seviyesini artıracak. İklim değişimine yönelik daha önce attığı adımların ardından HP’nin yeni tedarik zinciri hedefleri GHG yoğunluğunu azaltmayı amaçlıyor. Şirket ayrıca Dünya Vahşi Yaşam Fonunun (WWF) İklim Koruyucuları Programına katılımını da yeniledi. HP, 1. Kapsam ve 2. Kapsam emisyonları için bilimsel temele dayanan hedefler belirlemek ve 3. Kapsam emisyonlar için yeni tedarik zinciri hedefi konusunda WWF uzmanları ile çalışıyor. Şu ana kadar 1,6 milyon tondan fazla donanım dönüştüren şirket, 2025 yılına kadar 1,2 milyon © HP, tedarik zinciri sürdürülebilirlik programlarına katılan fabrika sayısını 2025 yılına kadar iki katına çıkarmayı hedefliyor.
DHL’DEN 2050’DE “O” EMİSYON HEDEFİ DHL EXPRESS TÜRKİYE OPERASYON DİREKTÖRÜ MUSTAFA TONGUÇ:
DHL Express 220 ülke ve bölgedeki faaliyetleriyle uluslararası ticaretin kolaylaştırıcısı olarak dünyayı birbirine bağlıyor. Bunu yaparken ortaya çıkan karbon ayak izimizi en aza indirmek için çalışıyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalarımızı da tüm dünyada GoGreen başlığı altında bir araya getiriyoruz. Lojistik sektöründe karbon ayak izi verimliliğini artırma konusunda somut hedefler koyan ve bunu kamuoyu ile paylaşan ilk şirket olarak bu konuda gerçekten iddialı hedeflerin peşinden gidiyoruz. Deutsche Post DHL Grubu olarak bundan 5 yıl önce, 2012 yılında karbon verimliliğimizi 2020 yılına kadar yüzde 30 artırma hedefi koymuştuk. Daha 2016 yılında yüzde 37’lik iyileşme ile hedefimizi çok daha erken bir dönemde aştık. Bunun üzerine daha kapsamlı ve daha kökten bir çözüm geliştirme amacıyla yeni hedefimizi “2050 yılında l0′ emisyon” olarak belirledik. Küresel olarak gerek kendi faaliyetlerimizin gerekse alt tedarikçimiz olan iş ortaklarmnzın karbon verimliliğini 2007 yılına referansla yüzde 50 oranında artırmayı amaçlıyoruz. Bunun yanında kullandığımız araçlarda da önemli bir dönüşüm sürecini başlatıyoruz. Bisiklet ve elektrikli araçlar gibi temiz toplama ve dağıtım çözümlerinin, gönderi alım ve teslimat süreçlerimizdeki payını yüzde 70e çıkarmayı hedefliyoruz. Kendimizle birlikte müşterilerimizi de bu konuda bilinçlendirmek ve daha yeşil hale getirmek istiyoruz. Bu yüzden 2025 yılına geldiğimizde satışlarımızın yüzde 50den fazlasının yeşil çözümler içermesini planlıyoruz. Yeşil lojistikte pazar lideri olmak için çalışırken, müşterilerimizin iklim koruma hedeflerine ulaşmasına destek olacak ürün ve hizmetler portföyümüz de her geçen gün genişliyor. 2014 yılında hayata geçirdiğimiz Karbon Nötr Taşımacılık hizmeti, iklime olumsuz etkide bulunmadan ve karbon ayak izi oluşturmadan dünyanın herhangi bir noktasına gönderim imkanı sunuyor. Ayrıca müşterilerimize sağladığımız Karbon Raporları ile gaz salımı açısından nerede durduklarını gösteriyoruz. Bu global hedefler kapsamında DHL Express Türkiye olarak hem ülkemiz hem de DHL dünyasında örnek olacak bir yatırıma imza atmak için çalışıyoruz. 2018 yılında inşa edeceğimiz 3. Havalimanı’ndaki operasyon merkezimiz tam otomatize teknolojisinin yanı sıra yeşil çözümleriyle de öne çıkacak bir merkez olacak. Güneş enerjisiyle kendi elektriğini üretecek; su ihtiyacının büyük kısmı yağmur suyunun dönüştürülmesiyle sağlanacak ve bütün bina 12 ay ısı seviyesini kontrol altına alan bir yalıtım şüstemiyle inşa edilecek.
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.