Altensis kurucu ortağı Emre Ilıcalı’dan kentsel dönüşüm için kritik tavsiye…

Gayrimenkul, sanayiden sonra en çok enerji tüketen ikinci sektör, binalarda enerji verimliliği adına yapılacak birçok şey var. Binaların daha yeşil, daha güvenli ve daha verimli olması için inşaat sektörü üzerinde de artan baskı var. Yeşil bir dünya için yeşil binaların olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan sektör temsilcileri, kentsel dönüşümün sürdürülebilir olması gerektiğini söylüyor. YEŞİL bina ve sürdürülebilirlik […]

Hürriyet Gazetesi, 2/23/2018

Gayrimenkul, sanayiden sonra en çok enerji tüketen ikinci sektör, binalarda enerji verimliliği adına yapılacak birçok şey var. Binaların daha yeşil, daha güvenli ve daha verimli olması için inşaat sektörü üzerinde de artan baskı var. Yeşil bir dünya için yeşil binaların olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan sektör temsilcileri, kentsel dönüşümün sürdürülebilir olması gerektiğini söylüyor.

YEŞİL bina ve sürdürülebilirlik hizmeti veren danışmanlık şirketi Altensis Yönetim Kurulu Üyesi ve kurucu ortağı Emre Ilıcalı. sürdürülebilir kentsel dönüşüm olması gerektiğini söyleyerek, “Yeşil binalar yaygınlaşıyor. Yani daha planlama aşamasından başlayarak tüm süreçte kaynaklarını çevre ve topluma duyarlı ve verimli bir şekilde kullanan çevreye uyumlu, insan sağlığına zarar vermeyecek malzemelerle yapılan binalar. Sadece bina değil, artık yeşil mahalleler de yapmak mümkün. Kentsel dönüşüm bunun için fırsat sunuyor. Günün sonunda insanların sokağa çıktığında yaşadığı sorunlara çözüm üretmek için bölgelerin de entegre bir şekilde yapılması lazım” diyor.

OFİSLERİNİ BÖYLE İSTİYOR
Çevre ve sürdürülebilirlik denildiğinde olmazsa olmaz koşullardan biri de yeşil binalar. Yeşil binalar, arazi yer seçiminden, yenilenebilir enerji ve su gibi kaynakların kullanımına kadar bir dizi kriter temel alınarak tasarlanıyorlar. Ve son yıllarda konutta da yükselen trendlerden biri yeşil binalarda yaşamak.
Zira yeşil binalarda yaşamak hem enerji, hem de ekonomik tasarruf sağlıyor. Ilıcalı, herhangi bir konut projesinin yeşil bina kategorisinde yer alabilmesi için doğa dostu bir sertifikaya sahip olması gerektiğini belirterek, “Bunlar gayrimenkul sektöründe çok önemsenen sertifikalar. Bunları almak için verimlilik, konfor ve kaliteye yönelik uygulamaları yapmış oluyorsunuz. İşletmesinde daha az enerji tüketiyor. Artık global şirketlerin bir çoğunun bu binaların tercih edilmesi yönünde politikası var. Birçok projede özellikle ofis binaların da bu şekilde istiyorlar. Binadan binaya değişmekle birlikte yeşil binalar elektrik ve su kullanımında ortalama yüzde 20 tasarruf sağlayabiliyor. Bizim gibi danışmanlık veren firmalar, binalarda birçok kritere bakarak bir binayı daha verimli hale getirecek, bölgeye ve binaların yapısına uygun uygulamaları seçiyor” şeklinde konuşuyor.

 

Haberin devamına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Genel için tıklayın