Kentlerde küresel iklim değişikliği ve ekonomik krizlere karşı yanıt verebilme!

İklim değişikliği ile ortaya çıkan daha sık ve aşırı hava olayları (yoğun yağış, yüksek sıcaklık, şiddetli fırtına dalgalanmaları, vb.) gün geçtikçe kentsel alanlarda ciddi etkilere ve risklere yol açmakta; kentlerin dirençlilik açısından güçlü ve/ya da zayıf noktalarını görünür kılmaktadır. Bu risklere doğrudan maruz kalan yapılı çevre, iklim değişikliği uyum politikalarında ele alman temel kentsel bölümlerden […]

Yapı Dergisi, Eylül 2017

İklim değişikliği ile ortaya çıkan daha sık ve aşırı hava olayları (yoğun yağış, yüksek sıcaklık, şiddetli fırtına dalgalanmaları, vb.) gün geçtikçe kentsel alanlarda ciddi etkilere ve risklere yol açmakta; kentlerin dirençlilik açısından güçlü ve/ya da zayıf noktalarını görünür kılmaktadır. Bu risklere doğrudan maruz kalan yapılı çevre, iklim değişikliği uyum politikalarında ele alman temel kentsel bölümlerden biridir (IPCC; 2014). Uyum, iklim değişikliğinin insanlar ve yerleşimi destekleyen ekosistemler üzerindeki potansiyel etkilerini en aza indirebilmek için alınacak önlemleri ifade eder. Uyum önlemlerinin etkilerinin coğrafya ile sınırlı olması, yerel ölçeğe dolayısıyla kentsel alanlara/yapılı çevreye odaklanmayı gerekli kılar.

İklim değişikliği başta olmak üzere küreselleşmenin getirisi olarak son on yıllarda farklı düzeylerde yaşanan değişimler ve artan kırılganlıklar, planlama ve tasarımda “uyarlanabilirlik, esneyebilirlik, dirençlilik/dayanıklılık” gibi kavramlarla ifade edilen bir paradigma değişimine işaret etmektedir. Daha açık bir anlatımla, kentlerde küresel iklim değişikliği ve ekonomik krizlere karşı yanıt verebilme ve bu değişimlerle başa çıkma arayışlarındaki artış beraberinde, planlamada kentsel sürdürülebilirlikten kentsel dayanıklılığa/esneyebilirliğe (urban resilience) doğru bir paradigma kaymasına yol açmıştır. Bu yeni paradigma, yeni koşullara uyum sağlamaya, değişimleri yönetmeye ve değişimlerle baş etmeye odaklanmaktadır (Eraydın vd.; 2011). Nitekim son yıllarda ilgili literatürde (Leichenko; 2011, Brovvn vd.; 2012, da Silva vd.; 2012) kentsel merkezler için iklim değişikliğine karşı “esneklik” ve bunun katkısı tartışılmaktadır. Mimarlık alanında iklim değişikliği, demografik değişim, teknolojik ilerleme, iş ve aile yapısındaki değişiklikler, daha dinamik, çeşitli ve uyarlanabilir tasarım paradigmasına radikal bir geçiş çağrısı yapmaktadır (Kinnane vd.; 2016). Bu kapsamda iklim değişikliğine karşı uyarlanabilir konut tasarımı ve yapımı üzerine bir literatür (Barnett vd.; 2013, Kinnane vd.; 2016) gelişmektedir.

Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.

Genel için tıklayın