Altensis Emre Ilıcalı / Yeni Yönetmelikler ve Sürdürülebilir Kentleşme Hedefleri

Geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde Türkiye gayrimenkul sektörünü yakından ilgilendiren iki yönetmelik yayınlandı. Bunlardan birincisi olan ve 3 Temmuz’da yürürlüğe giren Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin yeni versiyonu özellikle gayrimenkul dünyasında uzunca bir süre daha tartışılacak gibi duruyor. İkincisi ise henüz taslak halinde olsa da yine önemli değişiklikler getireceğine kesin gözüyle bakılan Yeni Otopark Yönetmeliği.

Konuthaberleri.com

Şu ana kadar kamuoyunda her iki yönetmeliğin de gerek imar durumu, gerekse de inşaat uygulamalarına etkileri tartışılıyor. Bu çalışmada bunlardan farklı olarak her iki yönetmeliğin özellikle gayrimenkul sektöründe sürdürülebilirlik ve yeşil binalar konseptleri bakımından neler getirdiğine bakmak istiyoruz.

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği:

Yeşil Alanlar Azaltılmamalı

3 Temmuz 2017 tarihinde güncellenerek 1 EKim 2017 tarihinde yürürlüğe girecek yeni planlı alanlar tip imar yönetmeliğinin ilk maddesi, bu Yönetmeliğin amacını plan, fen, sağlık ve sürdürülebilir çevre şartlarına uygun yapı ve yapılaşma ile projelendirmeye ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemek olarak tarif etmektedir. Fakat birkaç defa yenilenen yönetmelikte sürdürülebilirliğe dair konular hala yeterli değil diyebiliriz.

Özellikle, yeni yönetmeliğin tartışmalı konularından olan, yatay yapılaşmanın teşviki amaçlı taban oturum alanlarının % 60’a kadar genişlemesine imkan veren düzenleme, yeni yapılaşmanın olacağı yerlerde son dönemde karşılaştığımız ve şikayetçi olduğumuz yüksek yapılaşmayı azaltabileceği için belki olumlu olsa da, özellikle toprağın kıt kaynak olduğu şehir merkezleri ve yoğun nüfusun olduğu yerlerde, şehir planlaması, ekolojik durumun korunması ve geliştirilmesi anlamında bazı sakıncalar doğurabilir. Uluslararası yeşil bina ve yerleşke sistemlerinin hepsinde mümkün olduğunca yapılaşma ayakizi (building footprint) azaltılarak açık ve yeşil alanların arttırılması önerilmektedir. Bu noktada özellikle kentsel dönüşüm süreçlerinde yeşil alanlar, yaşam alanları, parklar gibi sosyal alanların önceden uluslararası standartlara göre belirlenmiş kişi başına düşen oranlara uygun olarak tanzim edilmesi ve buna göre yapılaşmanın planlanması büyük önem taşımaktadır.

Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Genel için tıklayın