Teknoloji odaklı yönetim anlayışıyla hizmetlerini sürdüren Bursagaz, çevreye duyarlı genel müdürlük binası ile en yüksek sertifika seviyesi olan Platinum LEED (Leadership in Energy and En
vironmental Design Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik) Sertifikasfnm sahibi oldu. Bursa’nın Osmangazi ilçesinde konumlanan Bursagaz genel müdürlük binası; yenilenebilir enerji sistemleriyle mimari tasarımı bütünleştiren tavrı, çalışanlara sağladığı sosyal alanlarıyla yeni nesil ofis tasarımlarına örnek olacak niteliklere sahip.

Doğa dostu ve çevreci yaklaşımla tasarlanan projede, su ve elektrik tüketiminin kontrolü otomatikleştirilmiş sistemlerle sağlanıyor. Binanın inşasında ve dekorasyonunda kullanılan malzemeler ise uluslararası ‘yeşil bina’ standartlarına uygun olarak seçildi. Yağmur sularının ve atık suların mekanik olarak kontrol edildiği yapıda, cephedeki PV panellerinin ve rüzgar tribününün sayesinde binanın enerji ihtiyacının %3’ünü güneş ve rüzgar enerjisinden karşılaması bekleniyor.

“Platinum LEED sahibi olmanın gururunu yaşıyoruz” 

Bursagaz Genel Müdürü Dr. Markus Rapp: “Bursagaz’ın yeni binası uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bir mimarlık firması tarafından, çevresel performansı ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmayı maksimuma çıkaracak şekilde tasarlandı. Çalışanların servis veya kişisel araç kullanımı zorunluluğunu ortadan kaldıran ve inşaatında geri dönüşümlü malzemeler kullanılan bina ile çevreye verilen zararın en aza indirilmesi amaçlanıyor. Yenilenebilir kaynaklardan maksimum yararlanma hedefiyle, elektrik ve mekanik sistemlerinin enerji verimliliği göz önünde bulundurarak inşa edilen binamız ile en yüksek sertifikasyon derecesi Platinum LEED Sertifikası sahibi olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

Türkiye’nin ilkleri Bursagaz binasında 

Bursagaz, kullanıcılar ve çevre üzerindeki negatif etkiyi en aza indiren inşaat ve tasarım uygulamalarını içeren binası ile uluslararası 11 standart, 110 kriter ve 110 puan üzerinden yapılan bir değerlendirmeden 83 puan alarak geçti. Bursagaz Proje Müdürü Fatih Er, “İnşaat aşamasında dahi çevresel kirliliği önleyecek çalışmalar yaptık, bina teraslarındaki yağmur sularını ve binanın çevresindeki drenaj sularını biriktirip filtrelerden geçirerek 20 metreküp yağmur suyu biriktiriyoruz. Bunu bahçe sulama ve tuvalet rezervuarlarında kullanıyoruz. Bina elektrik ihtiyacının 142 kilowatını doğalgaz ile çalışan trijenerasyondan üretiyoruz. Binamızın güney cephesinde Türkiye’de ilk defa kullanılan transparan güneş pilleri var. Binanın teras ve güney cephesinde kullanılan fotovoltaik panelleri yaklaşık 50 kilowatt elektrik üretiyor. Yenilenebilir enerjiden ürettiğimiz elektriği bir UPS’de toplayıp aydınlatma armatürlerinde ve prizlerde kullanıyoruz. Yenilenebilir kaynaklardan ürettiğimiz elektriğin tamamını bu sayede tüketiyoruz. Türkiye’de ilk defa göreceğiniz bir diğer uygulama ise parans aydınlatma, güneşe göre konumunu ayarlayan 2 kollektör aracılığıyla gün ışığı almayan alanlara fiberoptik kablolar aracılığıyla gün ışığı bir armatür aracılığıyla taşınıyor. Bir diğer yenilebilir enerji üretimi uygulaması olan rüzgar tribünümüz ise 600 watt elektrik üretme kapasitesine sahip. Manzara ve güneş ışığını efektif olarak kullanmak için binanın tamamını cam yaptık. İçeriden dışarıya, dışardan içeriye ısı ve ses alışverişinin engelleyen tripleglazed camlar kullanarak doğal enerji kaynaklarından mümkün olduğu kadar çok yararlandık” dedi.