Aslen bir mühendislik firması olan Altensis, çalışma alanını sürdürülebilirlik yönetimi olarak tanımlıyor. Bu kapsamda şirket, gayrimenkul sektörüne yönelik yeşil bina sistemlerinin uygulanması ve denetlenmesi, bina enerji verimliliği, akustik danışmanlığı, yine ulusal ve uluslararası firmalara yönelik karbon ayak izi hesaplaması, kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması, yenilenebilir enerji kaynaklarının fizibilitesi ve proje yönetimi vs. gibi konularda geniş kapsamlı hizmetler sunuyor. Altensis şirketini Berkay Somalı ve Serkan Emin le beraber 2008 yılında kurduklarını söyleyen Altensis Kurucu Ortağı Emre Ilıcalı, şirketlerini gayrimenkul, proje yönetimi ve sürdürülebilir sistemler konularındaki tecrübelerini Türkiye piyasasına yansıtabilecekleri, sürdürülebilirlik ü
zerine odaklanmış niş hizmetler veren bir mühendislik firması olma hedefiyle açtıklarını ifade ediyor. “10’uncu yılımıza yaklaşırken hedeflerimizin ötesine geçtik. Şu ana kadar yurt içi ve yurt dışında birçok projeyi tamamlayıp konusunda lider şirket olduk” derken, sorularımızı şöyle yanıtlıyor:

Türkiye’de yeşil bina kavramı ne zaman haşladı? Altensis olarak bu kavramın  hangi bölümlerinde yer alıyorsunuz? 

Aslında Türkiye’ye yeşil bina kavramının gelişi bizim kuruluşumuza paralel olarak gerçekleşti. Bu anlamda yurt dışında edinmiş olduğumuz tecrübeleri Türkive’ye taşıyarak, sektörde öncü şirket olduğumuzu söyleyebilirim. Özellikle yeşil binalar konusunda Türkiye’de kurulan ilk ve en tecrübeli şirketiz. Türkiye’de tamamlanan yeşil bina projelerinin alan olarak yaklaşık yüzde 70’ine biz hizmet verdik. Bizim yeni yeni bu hizmetleri başlattığımız dönemde, Türkiye de bu konuda çok yeniydi. Çevre Dostu Binalar Konseyi (ÇEDBİK) henüz yeni kurulmuştu. Yeşil bina yapmak isteyen yatırımcılar bize daha çok yurt dışı referanslarımız üzerinden ulaşabiliyorlardı.İlk LEED yeşil bina sertifikasını yine bizim danışmanlığını yaptığımız Unilever Ofis Projesi 2009 başında aldı. O tarihten bu yana da 2017 başı itibariyle 92 adet proje tamamladık. Bina sayısı olarak bu sayı 100’ün üzerinde. Yine devam etmekte olan yaklaşık 100 adet yeşil bina projemiz bulunuyor. Türkiye dışında da Rusya, Kazakistan, Dubai, Mozambik gibi çeşitli ülkelerde hizmet veriyoruz.

Bir yapının yeşil bina olması için şartlar neler? 

Yeşil binanın birçok tanımı var ama en iri şöyle tanımlayabiliriz: yeşil binalar inşaatında ve işletmesinde, enerji, su ve hammaddeleri verimli kullanan, içinde yaşayan ve çalışanlara konforlu ve sağlıklı ortamlar sunan yapılardır. Tabii bunları belli bir kalıba sokmak gerektiği için, yeşil binaları denetleyen ve yaptıkları uygulamaları tasdik eden uluslararası yeşil bina değerlendirme sistemleri (LEED, BREEAM gibi) var. O nedenle aslında yeşil binayı, bu uluslararası denetleme sistemleri altında denetlenmiş ve başarılı olarak sertifikasını almış binalar olarak tanımlamak daha da doğru olacaktır.

Ofis tarafında kaç şirketi yeşil sertifikayla tanıştırdınız? Yakın dönemde bu seğmentte yeni projelere imza atacak mısınız? 

Altensis olarak şu ana kadar tamamlanmış 100’e yakın projemizin yaklaşık yarısı ofis projeleri. Bunlar arasında Türkiye ve çevre ülkelerde yer alan çeşitli yüksek katlı ofis kuleleri, İstanbul Finans Merkezi binaları ve yine Allianz, Avea, BASF, Ernst&Yoııııg, Google, Grim fos, JLL, Kzanah, Metlife, Türk Telekom, THY. Unilever, Philips gibi uluslararası dev firmaların ofisleri de bulunuyor. Ofisler gerek kullanıcı, gerekse de geliştirici tarafında yeşil bina sistemlerinin özelliklerinden en çok fayda sağlayan bina tiplerinin başında geliyor. Hatta LEED ve BREEAM gibi yeşil bina sertifika sistemleri, yüksek katlı ofisleri baz alarak geliştirildi, daha son tüm bina tiplerine adapte edildi. Yine devam etmekte olan projelerimiz atasında birçok yeni ofis projesi bulunuyor. Özellikle İstanbul’da halihazırdaki ofis açığı da göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemde yine ofis segmentinde birçok yeni projeye, bu sektörde lider şirket olarak sürdürülebilirlik yönetimi hizmetleri sunmayı planlıyoruz.

Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.