Haberin görseline ulaşmak için lütfen tıklayınız.

Kaynak: İnşaat Dünyası, Şubat 2015

Günümüzde tüm dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde yeşil binalar oldukça popüler bir hale geldi. Tüm dünyada artan bu ilginin ülkemize yansımaması beklenemezdi. Ülkemizde de 2008 yılından beri artan bir ivmeyle yeşil binalar, enerji verimliliği, inşaatın ve yapılaşmanın çevresel boyutları bir şekilde sorgulanıyor. Tabii bu kadar geniş bir kapsamda ele alınan bu konu beraberinde birçok kavram kargaşası getiriyor.

Bu noktada en çok sorulan ve hala üzerinde sayısız polemiğin döndüğü soru ise kısaca yeşil binaların ne olduğu ve ne işe yaradığı ile ilgili. Tahmin edilebileceği üzere, piyasaların, sektörlerin kıran kırana ekonomik rekabet içinde olduğu günümüzde bu soruya verilen çevre ve insan sağlığı odaklı cevaplar, konunun ekonomik ve ticari faydalarıyla birleştirilmediği sürece asla tatmin edici olamıyor.

Yeşil Binalar günümüz dünyasında her sektörde öne çıkan konu olan sürdürülebilirliğin, gayrimenkul sektörüyle kesiştiği bir alan. Bu anlamda yeşil binalar sağladıkları verimlilik, sağlık, ulaşım, kirliliğin önlenmesi, konfor gibi konular ile yaşamımıza dokunarak daha kaliteli, sağlıklı ve konforlu hayatlar sürmemizi sağlarken, bundan ekonomik bir fayda sağlamamıza imkân verir.

Ülkemizde günden güne artan ve kaos haline gelmemesini ümit ettiğimiz Kentsel Dönüşüm süreci ile birlikte yeşil binaların önemi giderek artıyor. Bu konuda şimdiden adım atmayan yatırımcılar, ileride yarışın gerisinde kalacaktır. Tam da bu noktada doğruyu ve iyiyi uygulamak, verimsiz ve zararlı uygulamalardan vazgeçmek, gerçekten çevre ve insan dostu ürünler ortaya koymak ülkemizdeki gayrimenkul sektörünün ana hedefi olmalı.

Altensis Kurucu Ortağı - Emre ILICALI