İstanbul’da LEED Platin Ön Sertifikalı İlk Ofis Kulesi: AND

Haberin görseline ulaşmak için lütfen tıklayınız. Kaynak: Yeşil Bina Sürdürülebilir Yapı Teknolojileri Dergisi, Eylül-Ekim 2014 … Altensis Kurucu Ortağı Emre Ilıcalı: ”Bulunduğu Bölgeye Pozitif Etkileri Var” ”İstanbul’daki LEED Platin ön sertifikalı ilk ofis kulesi olan AND’ye, Altensis olarak tasarım sürecinin başında destek vermeye başladık. Sürdürülebilirliği hedefleyen tüm projeler için de ideal olan aslında bu. Çünkü bu projeler en başından iyi planlanması gereken bir süreç […]

21 Ekim 2014
Haberin görseline ulaşmak için lütfen tıklayınız.

Kaynak: Yeşil Bina Sürdürülebilir Yapı Teknolojileri Dergisi, Eylül-Ekim 2014

Altensis Kurucu Ortağı Emre Ilıcalı:

”Bulunduğu Bölgeye Pozitif Etkileri Var”

”İstanbul’daki LEED Platin ön sertifikalı ilk ofis kulesi olan AND’ye, Altensis olarak tasarım sürecinin başında destek vermeye başladık. Sürdürülebilirliği hedefleyen tüm projeler için de ideal olan aslında bu. Çünkü bu projeler en başından iyi planlanması gereken bir süreç gerektiriyor. Çok disiplinli, uluslararası proje yönetim koşullarına ve kurallarına uygun bir proje sürecinden geçiyoruz.

Bina, tasarım aşamasından itibaren hem çevresel hem de işletme dönemindeki faydaları dikkate alınarak sürdürülebilirlik kriterlerine uygun projelendirildi. Proje dahilinde önemli uygulamalar yapıldı ve çok yüksek performanslı sistemler tercih edildi. Yapılan bu uygulamalarla birlikte kullanıcı sağlığı ve konforuyla ilgili birçok kriter kendiliğinden sağlanmış oldu. Gerek çevresel uygulamalar, gerek şantiye uygulamaları, gerekse atıkların geri dönüşümü konularına önem veren bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bir projede tüm bunlar zaten yapılıyorken LEED Platin’i hedef olarak seçmemek, projeye haksızlık olurdu. Altensis olarak gerçekten içimize sinen bir projede görev aldığımızı söyleyebilirim.

Projede, cephedeki doluluk-boşluk oranlarının optimumda tutulması önemli bir mimari tercih. Bu tercihin LEED sertifikası açısından da bazı avantajları bulunuyor. Bunlardan birisi, içeride çalışanların yeterli derecede gün ışığı alabilmeleri ve dışarıyı görme oranları. Dışarıyı görme oranı, özellikle insanların çalıştığı mahallerde, gerek verim artışı, gerekse konfor ve sağlık adına önemli bir kriter kabul ediliyor. AND’nin cephesinde de gün ışığı ve dışarıyı görme oranı, LEED’de istenilen kriterleri fazlasıyla sağlıyor. Cephedeki şeffaf alan oranının iyi hesaplanmadığı ve oranın yüksek olduğu binalarda, enerji tüketimi açısından negatif bir durum oluşabiliyor ve bu binalar ilgili LEED kriterini sağlamasına rağmen enerji açısından verimsiz olabiliyor. AND’nin inovatif cephe tasarımı ve seçilen cephe malzemeleri, bu
olumsuzluğu ortadan kaldırıyor.

Binada tercih edilen ısıtma ve soğutma grupları LEED’de refere edilen uluslararası standartların dahi üzerinde. Bina ısıtma, soğutma ve havalandırması mekanik olarak yapılıyor. Taze hava kapasitesi ve kalitesi de ASHRAE standartlarının
üzerinde olacak. Binada yağmur suyu ve gri su toplanıp rezervuarlarda ve peyzajda tekrar kullanılacak. Bitkilendirilmiş alanların sulanması yüzde yüz geri dönüştürülen suyla yapılacak. Ayrıca bitki tercihi de yerel ve su tüketimi az olacak şekilde yapıldı. Tüm bu uygulamalar, binanın kullanılmaya başlanması sonrasındaki avantajları ve verimlilikleri hesaplanarak tercih edildi.

Binanın konumu, ulaşım kaynaklı karbon salımlarının artırılmaması açısından önemli. Kozyatağı, toplu taşıma hatlarının bol olduğu bir bölge, mevcut altyapı kullanılıyor ve çevre sosyal açıdan geniş imkanlara sahip. Gelecek dönemde elektrikli araçlar ve bisikletlerin daha yaygın kullanılabileceği öngörüsüyle binada otomobiller için elektrikli şarj istasyonları ve bisiklet park yerleri de öngörüldü.”

Altensis'ten Haberler için tıklayın